Bozkurt millî sembolümüzdür. Türkler çok eski çaglarda, totem devrinde kendilerinin bir Bozkurt'tan türedigine inanmislardir. Böylece Gök Türkler disi, Dokuz Oguz - On Uygurlar erkek Bozkurt'un soyu sayilmis, Kun yani Oguzlar'a ise Bozkurt büyük yürüyüslerde kilavuzluk etmistir.
Totem ve itibârî ata her millette, boyda, urukta vardir. Bunlar milletin vicdanina siner, ilmin bugünkü ilerleyisi karsisinda insanlarin kurttan türemesine imkân olmadigi kabul olunmakla beraber Bozkurt millî sembol olmakta devam eder.
"Bozkurt da ne oluyormus? Nihayet bir hayvan" deyince is degisir. O zaman dünyada hiçbir seyin mânevî degeri kalmaz. Kutlu taninan, sevilen, sayilan her varliga bir kulp takilir.
"Ana" nihayet çocugu dünyaya getiren bir disidir. "Bayrak" renkli bir bez parçasidir. "Devlet Baskani" herhangi bir adamdir. "Anayasa" siralanmis maddelerden ibarettir. "Ahlâk" açikgözlerin ahmaklari yolmak için uydurdugu bir yalan, "aile" ve "disiplin" insanlara sikinti vermekten baska rolü olmayan lüzumsuz seylerdir.
Denk kuvvetteki iki komsu devletten birindeki millet yukaridaki tarifleri kabul etmis, ikincisi kutlu prensip ve varliklara inanmissa bu ikincisi günün birinde ötekini mutlaka yener, hatta haritadan siler.
Ebedî baris teramesine inanmak cehalet, hamakat, ihanettir. Ebedî barisin asla gelmeyecegine, milletler ve devletler arasindaki kirankirana güresin sonuna kadar devam edecegine en iyi örnek son Pakistan - Hindistan çatismasidir. Dünyanin en sefil ve süfli milleti olan Hind'ler elegeçen firsati kaçirmayarak Dogu Pakistan'i, ilerde yutmak üzere Pakistan'dan koparmasini basardilar.
Cografyasi ve tarihi bakimindan tehlikeli bir bölgede yasayan Türkiye güçlü olmaya mecburdur. Güçlü olmanin sartlarindan biri manevî alanda kuvvetli olmak, millet fertlerini birlestirecek prensiplere, sembollere, sahislara baglanmaktir.
Türkiye'de, Türkçülükle komünizm çarpisirken hükûmet iki tarafa da ayni gözle bakamaz.
Biri yurdu büyütmek, biri parçalayarak baska devletlere baglamak olan iki fikri esit tutmak çilginliktir.
*** Konya'da çikan "Yeni Meram" gazetesinin 7 Ocak 1972 tarihli sayisinda, oradaki Selçuk Egitim Enstitüsü'ndeki olaylardan bahsolunuyor. Ögrencilerden 300'ü asan bir topluluk, okula Bozkurtlu rozetle geldikleri için okul müdürü "Yusuf Ziya Beyzadeoglu" bunlari Disiplin Kuruluna vererek cezalandirmis. Bozkurtlu rozetle gelirlerse, okula alinmamalari kararlastirilmis.
Bozkurtlu rozet millî - tarihî bir semboldür. Türk Devleti'nin bir okulunda bunu takanlari cezalandirmak aklin, idrâkin, millî serefin, millî duygunun asla kabul edemeyecegi bir davranistir.
"Yeni Meram" gazetesine göre müdür bu hareketi söyle tevil etmektedir:
30 Aralik günü 300'e yakin ögrencinin Bozkurtlu rozeti takarak okula geldikleri görüldü. Ögrenciler arasinda bu durum huzursuzluklara, kipirdanmalara neden oldu. Biz ögrencilerimize rozet takmanin yasak olmadigini, yalniz Bozkurt rozetiyle enstitüye girmelerinin kesinlikle yasaklandigini bildirdik. Bu karara uymayan ögrencileri sinifa almadik"
Müdür bu kararin sebebini geçen yilki olaylarda arayarak söyle diyor:
"Ögrencilerimizin kimsi Mao sapkasi giydi, sol yumrugunu kaldirdi. Kimi kalpakla okula geldi. Sag yumrugu ile selâm durdu. Ardi arkasi kesilmeyen çatismalar oldu. Iste biz bunlarin önüne geçmek ve bu ortami silmek için bazi tedbirler almayi kararlastirdik."
Yani müdür, sitmayi cibinlikle tedavi etmeye kalkmis. Bir kere Maocularla kalpaklilari esit tutmak dünyadan haberi olmamak demektir. Maocunun görevi ve düsüncesi Türkiye'yi yikmak, kalpakli dedigi Türkçülerinki ise yasatmaktir. Müdür, Maocu dedigi vatan hainlerini topyekûn tardetmediyse görevini yapmamis demektir. Onlar yarin ögretmen olarak Türk çocuklarini zehirleyecekler, bunun günahi su garip isimli Beyzadeoglunda olacaktir. Bir de kalpaklilarin selâm verdikleri hakkindaki söz müdürün kavl-i mücerredidir. Türkçüler yumruk kaldirarak degil, adam gibi selâm verirler.
Bozkurt rozetinden tedirgin olanlar varsa milliyetçilik düsmani olan kimselerdir. Bunlarin yola getirilmesi lâzimdir. 12 Mart Muhtirasi Bozkurt rozetini tasiyanlara degil, sol yumrukla selâm verenlere karsi yapildi.
Millî Egitim Bakani'nin dikkatini çekiyorum. Bu ise el koyarak aydinlatsin.
Konya Egitim Enstitüsü'ndeki ögretmenlere acimamak da elden gelmiyor. Demek bunlarin içinde Bozkurt'un ne oldugunu bilen kimse yokmus. Peki bunlar ne bilir?
Atatürk'ü degil mi? Onu da bilmezler. Bilselerdi Atatürk hakkina Ingilizce "Bozkurt" diye kitap yazildigindan haberleri olacakti.
Bozkurt'an bu korku neye?
Yoksa Beyzadeoglu kendisini kuzu mu saniyor?
|